Çocuk ve Psikopatoloji

  Çocuklar yaş ve gelişim dönemlerine göre farklı biçimlerde duygularını dışa vururlar. Kontrol mekanizması ise çok kuvvetli değildir. Ancak sanıldığından çok daha fazla algılar, sezer ve kendi iç dünyalarına göre değerlendirirler. O nedenle verdikleri tepkileri yorumlamak oldukça önemlidir.

  Çocukların kendine özgü duygusal, düşünsel ve davranışsal dünyaları olduğunu görmemek mümkün değildir. Onlar da yetişkinler gibi çevre ile etkileşimlerinde farklı zorluklar, geçiş dönemleri ve travmalar yaşamaktadır. Bu sorunların dışavurumları zaman zaman yetişkinlere özgü tepkilerden farklı olmaktadır. Bunda da onların bilişsel, duygusal gelişimleri, duygu repertuvarları gibi değişkenlerin etkisi söz konusudur. Örneğin; henüz soyut düşünemeyen okul öncesi bir çocuk yaşadığı sorunu uygun bir şekilde sözel olarak ifade edemeyebilir. Ama oyun yolu ile davranışlarına yansıtabilir. O nedenle çocuğun, gelişim düzeyi ve becerileri göz önüne alınarak değerlendirilmesi önemlidir.

  Çocukların gelişiminde rol oynayan en etkili ve kalıcı etmenlerden biri, bebeklikten itibaren çevrelerindeki bireyler ile kurdukları ilişkidir. İlk ilişkiler ve sistemler de aile içinde kurulmakta ve yaşı ilerledikçe dış dünyayı bu yaşantılarından referans ile şekillendirmektedir. Burada yaşanabilecek bir sorun ilerleyen yaş dönemlerinde çeşitli şekillerde ortaya çıkabilmektedir.

  Ruhsal gelişim düz bir çizgide gitmez; inişleri ve çıkışları vardır. Her çocuğun kendine özgü bir hızı olduğu unutulmamalıdır. Çocuktaki ruhsal gelişim; bağımlılıktan bağımsızlığa, benmerkezci davranıştan iş birliğine gelişir. Yetenekleri yalından karmaşığa, genelden özele doğru ilerleme gösterir. Daha kontrolsüz duygusal tepkilerden dengeli tepkilere doğru adımlar atar. Geliştikçe dürtü ve eğilimlerini kontrol ederek çevre gerçeklerine göre davranmayı öğrenir. Somut düşünmeden soyut ve mantıklı düşünmeye geçiş yapar. Oyundan öğrenme ve yaratıcılığa geçer. Aile ilişkisinden çevre ilişkisine geçiş yapar. Tüm bu geçiş dönemleri ise bir denge içindedir.

  Ancak zaman zaman bu dengede birtakım sorunlar yaşanabilmekte ve bu da tüm aile sistemini etkileyebilmektedir. Yaşanan zorluklar tüm ailenin zorluğu haline gelebilmektedir. O nedenle; ailenin bir sistem olarak ele alınması ve desteklenmesi oldukça önemlidir.